Türkiye’de hekimler şöyle bir kaygıyı ve baskıyı üzerlerinde hissediyorlar.

Ben eğitim vereceksem, ben bir proje üreteceksem bana ilk sorulacak soru onaylanmış olmaktır.

Kimden onaylanmış?

Türkiye’de cinsel sağlık alanında çalışan hekim sayısı 2018-2019’ lardan sonra artmaya başlamıştır.

Benim gibi 2000’ lerin başından beri bu alanda çalışan, araştıran, kitap yazmaya başlamış kaç hekim var ki?

Yok! Geçmişi tarayıp bakabilirsiniz. Kadın hekim hiç yok! Hele İslam kimlikli, başörtülü hekim olarak baktığınızda ne kadar güçlükler olduğunu daha da bariz göreceksiniz.

Ben Türkiye’de ve dünya üzerinde dayatılan, algılara yönlendirme yapılan cinsel kaynakları, çıkarımları hatta bazı eğitim içeriklerini 20 yıla yakın emekle sorguluyorum ve bazı cinsel bilgileri reddediyorum.

Reddetme cesaretiniz varsa umursamadan bilimsel çalışmalarınıza da devam edeceksiniz.

Akredite alma kaygınız varsa özgür olma hakkınızdan vazgeçeceksiniz.

Akreditasyon bir güven aracıdır.

Ben .........kuruluştan hizmet alıyorum ben bu akademiden ders alıyorum acaba güvenilir mi?

Cinsel sağlık alanındaki akreditasyonu belirleyen nedir?

Cinsel eğitimdeki akreditasyonu kim verecek?

Akreditasyon verme yetkisi kimlerdedir?

Akreditasyonu veren kuruluşlar kimlerdir?

Türkiye’de veya Müslüman ülkelerde kim akreditasyon verebilir?

Bu soruların cevabı acaba bizleri hangi kurum / kuruluşlara götürür?

Cinsel sağlık alanına heyecanla giren hekimler olarak bazı bilgilerin tıbbi olmaktan öte insan sağlığına zarar veren cinsel eylemler olduğunu acı ile göreceksiniz. İtiraz dahi edemeyeceksiniz. Çünkü akredite veren kuruluşlar öyle istemiştir.

Soru sorduğunuzda, sorguladığınızda bilimsel cevap bulamayacak hatta bilimsel ispat isteyen sorularınızla rahatsızlık vermiş olacaksınız.

Türkiye’mizin zeki beyinleri zorda olsa kendi yolunuzu kendiniz çizeceksiniz.

17 yıllık çalışmalarımızın yavaş ilerlemesinin en büyük sebebi kılı kırk yararak milletimiz ve insanlık için en sıhhi olanı, en faydalı olanı bulma çabamızdır.

Bu kadar çok sayıda farklı dernek ve hekimlerden eğitimler almış olma, sayısız kongre ve eğitimlere iştirak etme sebebimiz bilimsel doğruları yakalama, sapkınlıkları ayıklama çabamızdan ötürüdür.

CİSEATED dernek başkanı merhum Doç. Dr. Ümit Sayın Hocamız da aynı kaygılar sebebi ile Batıya ters düştüğü için “TEK TABANCA, TEK KURŞUN KENDİ BAŞIMA YAPIYORUM BİRŞEYLER “ derdi. Amerika’da, İngiltere’de seksoloji kürsülerinde 10 yıla yakın çalışmaları olan ve bana çevirmiş olduğu İngilizce makalelerde destek veren kıymetli bilim insanıydı.

Oldukça uzun ve zorlu bir süreçten bugüne gelmiş hekiminiz olarak ne istediğimizi bilerek ve ne yapmamız gerektiğinin de bilincinde olarak bu akademiyi kurduk.

Ortada birçok cinsel sorun var.

Bu sorunları çözümleyecek yeterli kurumumuz ve yetkin hekimimiz, psikolog, sosyolog ve yardımcı sağlık elemanımız yok. Sağlık sistemimiz oturmuş olsa bile o sistemi destekleyecek, pratik hayatı destekleyecek ve işleyişi kolaylaştıracak hukukçularımız, güvenlik sistemimiz, mülki amirlerimiz, yasalarımız yok.

Yanlış veya doğru bilgi her zaman güçtür. Yanlış kötüye hizmet ederken, doğru iyiliğe hizmet eder. Yanlışlar her kanaldan boca edilirken ailemizi ve neslimizi korumamız asla mümkün değildir.

Hekimler olarak Batı’ya bir borcumuz yoktur.

Önce hekimlerimizin dikkatli olması gerekiyor.

Çünkü hekim güven demektir. Sağlık için en doğruyu bilen ve uygulayan demektir.

Hekimlerimiz sunulan her bilgiye teslim olmak zorunda değiller.

Tüm dünyadaki makale ve tedavi yöntemlerini tarayarak istifade etmeye çabalıyoruz.

Eğitimlerimizi tek bir kurum veya ülkenin belirleyicisi olduğu kabullerle değil birçok hekimin tıbbi tecrübeleri ve verileri doğrultusunda bilimsel araştırmalar eşliğinde planlıyoruz.

Son 5 yıl içerisinde binlerce bireye, aileye cinsel terapi verdik. Binlerce mesaj, mail biriktirdik. İnanın insanlarımız her geçen gün sıhhatini kaybediyor ve sapkınlıklarla hasta oluyorlar. Dünyanın içine sokulduğu cinsellik yaratılışa aykırı ve zararlı olan her eylemi, her nesneyi içeriyor. Bizler yani Türk hekimler, Müslüman Hekimler kendi datamızı kendi tedavilerimizi kendimiz oluşturabiliriz.

Bu da nasıl mümkün olabilir ancak?

Önce eğitim sonra vakaların takibi ve iyileştirilmesi yanında, olmadan önce engelleme çarelerini geliştirmek ile.

AKREDİTE ALMA KAYGIMIZ YOKTUR.

CİNSEL SAĞLIKTA TARTIŞMALI KONULAR VARDIR.

En basitinden kadın orgazmı ve squrting hakkında en az 2 farklı görüş grubunda yer alan jinekologlar görebilirsiniz. Seksolog-jinekolog Prof. Kamisorukla aynı görüşe sahip bir kadın doğum uzmanıyım. Kadınım ve kadın hastalarımdan, birçok kadın meslektaşımdan aldığım geri bildirimler ışığında bilimsel verileri açıklıyoruz. Körü körüne taklite gerek yok saha da vakaları gören biz jinekolog ve genel cerrahlarız. Keza mastürbasyon, kızlık zarı anatomisi, penis ve derin penetrasyon ile orgazmın önemi yanında HPV Aşısı da duayen Türk Jinekoloji hocaları arasında tartışılmaktadır. Menapozda biyo eşdeğer hormon kullanımı bile fonksiyonel tıp uzmanlarımız ile jinekologlar arasında ayrılığa yol açıyor.

Tıp deryadır hekim de olsak en doğruya ulaşmak için bilimsel yolculuğumuz ölene dek devam eder.

Üreme ve cinsel sağlık alanında farklı tedavi seçenekleri ortaya koyabiliriz. Atoni kanamaları için sütür yöntemleri geliştiren hocalarımız var. 10000 yıllık Türk tıp birikimi yanında 1500 yıllık İslam Tıbbı tecrübelerimiz var. Birçoğu yakılmış olsa da sayısız kütüphanemiz var.

Zeka, gayret, bilgi bizde. Bizim kadar çok hasta bakıp mesai ayıran fedakar hekimler dünyanın kaç ülkesinde var?

SLOGANIMIZ; KENDİ AKLIMIZA, KENDİ GAYRETİMİZE KENDİ TECRÜBELERİMİZE GÜVENELİM.

SÜCED (Sağlıklı Üreme Ve Cinsel Eğitim Derneği) KURUCU VE BAŞKANI

CEA (Cinsel Eğitim Akademisi) SORUMLU HEKİMİ

Op. Dr. Ünzile GİRİŞGİN